Genital Kanserler
Yumurtalık Kanseri
Over kanseri, kadınlarda görülen tüm kanserlerinin % 4’ünü, genital kanserlerin %20-25 ini olusturur. Kadınların %1-2 ’sinin hayatının bir döneminde yumurtalık kanserine yakalanacağı hesaplanmıştır. En çok öldüren kadın genital kanseridir. Tanının genellikle geç konulabilmesi, nedenlerinin tam bilinmemesi ve uygun korunma yöntemi gelistirilemediğinden, hastaların %60-70’ i tedavilere rağmen 5 yıl içinde kaybedilmektedir.Son 30 yılda tedavideki gelişmelere rağmen, 5 yıl yaşama şansı %38’den ancak %43’e çıkabilmiştir.
Hastaların %80’i menapozdadır ve daha çok 60 yaş cıvarında görülür. 45 yaştan önce daha az ve çocukluk çağında (tüm yumurtalık kanserlerinin %1’den daha azı) nadiren görülmektedir.
BELİRTİLER:
Genel olarak sinsi seyreden bir hastalıktır ve özel bulguları yoktur. Yumurtalık kanseri olan hastalar %70-80 oranında kanser ileri evrelere geldiğinde tanı alırlar. Hastayı hekime getiren şikayet genellikle karın ağrısı ve karın şişkinliğidir. Mide-bağırsak belirtileri (mesaneye ve barsaklara yaptığı bası nedeniyle sık idrara çıkma, kabızlık,ishal,bulantı, kusma, geğirme, iştahsızlık) genellikle başka hastalıklara bağlanarak tanı konulamamaktadır veya geç konulmaktadır.Adet düzensizliği, vaginal kanama, nadir olarak büyük bir kistik kitlenin sapı etrafında dönmesi veya yırtılması sonucu gürültülü bir tablo ortaya çıkıp acil servislerde tanı konabilir.
NEDEN veya RİSK FAKTÖRLERİ:
Yumurtalık kanserinde genetik ve çevresel (beslenme, ilaçlar, talk pudrası, enfeksiyonlar vb) pek çok risk faktörü ortaya atılmıştır.
İki 1.derece akrabada (anne,kızkardeş ) yumurtalık kanseri varsa yumurtalık kanserine yakalanma ihtimali %50’dir.Tek bir 1.derece akrabasında yumurtalık kanseri olanlarda risk,ailesinde hiç kanser olmayanlara göre 2-4 kat artmaktadır.
Evlenmemek, doğum yapmamak, gebe kalmamak veya geç çocuk sahibi olmak, çocuğunu emzirmemek riski artırmaktadır.
Yumurtlama ilaçları kullanarak kısırlık tedavisi görenlerde riskin arttığını ileri süren araştırmalar vardır.
Talk(pudra) kullananlarda daha fazla yumurtalık kanseri görüldüğü bildirilmiştir.
Doğuştan var olan bazı genetik bozukluklarda (46 XY kadın ) 30’lu yaşlarda %25’e varan yumurtalık kanseri görülmektedir.
İlk gebeliğin genç yaşlarda olması ve emzirme riski azaltır.
Doğum kontrol hapı kullanmak ve tüplerin bağlanması riski azaltmaktadır.
Over kanserlerinin %5 inin ailesel geçişli olduğu kabul edilmektedir (Lynch 2 sendromu , herediter kolorektal kanser ailesi). Bu hastalarda çok sayıda organda kanserler (yumurtalık, kalın bağırsak , rahim içi, meme) görülür. BRCA-1 geni, meme ile birlikte yumurtalık kanserine de yatkınlık sağlar. Bu geni taşıyan ABD deki kadınların 50 yaşına kadar %67 oranında meme yada over (yumurtalık) kanserine yakalanma riski taşıdığı hesaplanmıştır.
Rahim İçi Kanseri
Rahim içi ( endometrium ) kanseri özellikle gelişmiş ülkelerde, en sık görülen kanser türlerindendir. İleri yaşlarda görülmesi ve tedavisi zor olmamasına rağmen erken belirti vermesi nedeniyle (kanama, özellikle menepozdaki bir kadında görülen vaginal kanama) bu hastalık %75 oranında başlangıç evrelerinde yakalanır. Bu nedenle tedavi edilen kadınlarda 5 yıllık yaşam şansı ortalama %70 civarındadır.
Kadın kanserleri arasında meme , kalın bağırsak ve akçiğer kanserinden sonra 4. sırada yer alır. Ortalama görüldüğü yaş 61 civarındadır. Görülme sıklığı toplumdan topluma değişmekle birlikte gelişmiş ülkelerde daha sık rastlanmaktadır. %2-5’i 40 yaş civarında görülür. Hastalığın görüldüğü kadınların %75-80’i menepoz dönemindedir.
BELİRTİLER:
En önemli bulgu ve belirti vajinal kanamadır. Menapozdan sonra hormon kullanmayan bir kadında rahimden kaynaklanan vajinal kanama olursa mutlaka endometrium (rahim içi) kanseri araştırılmalıdır. Hormon kullanan veya menapozda olmayan kadınlarda düzenli adet veya hormon çekilme kanamaları dışında kanamalar olursa bu kanamaların nedeni de araştırılmalıdır.
NEDEN VEYA RİSK FAKTÖRLERİ:
Rahim içi (endometrium)
Obezite
Yüksek tansiyon
Şeker hastalığı
Karşılanmamış estrojen (dışarıdan verilmesi veya vücutta aşırı estrojen yapımı)
obezite (şişmanlık)
estrojen salgılayan tümörler
yumurtlamanın olmadıgı adet dönemleri
Geç menepoza girmek
Ailede rahim kanseri varlığı
Hayvansal yağ kullanımı
Dogum sayısının azlığı
rahim kanserinin sıklığını artıran nedenlerdir.
Buna karşı rahim içi kanseri,
Doğum kontrol hapları
Sigara içenlerde daha az görülmektedir. Ancak sigara içimi ile ortaya çıkabilen akciğer kanseri,kalp-akciğer hastalıkları riskleri, sigaranın rahim içi kanserini azaltıcı etkisinden her zaman daha fazladır.
Vulva Kanseri
Vulva vajina girişinde büyük ve küçük dudaklar ve klitoristen (bızır) oluşan bir organdır.Kadın kanserlerinin %4’ünü oluşturur.Daha çok büyük dudaklarda görülür.
BELİRTİLER:
Genel olarak hastalar uzun süren kaşıntı, ben oluşumu, ülser ve siğilimsi şişlikler , bazan da kasıkta oluşmuş bezeler nedeniyle başvururlar. Vajen (hazne) girişinde herhangi bir siğil, ben, ülser, renk değişikliği veya şişlik ortaya çıkması halinde derhal doktora başvurulmalıdır.Doktor direk gözle veya vulvoskopi (bir tür mikroskop ile büyüterekve boyalar sürerek ) ile muayene eder ve mutlaka doku örneği alarak ( biopsi ) tanı koyar.
NEDEN OLABİLECEK veya RİSK FAKTÖRLERİ:
Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu (İnsan Siğil Virusu ile oluşan siğiller)
Sigara
Her türlü bağışıklık sisteminin baskılandığı durum
Şişmanlık
Şeker Hastalığı
Tüp Kanseri
Çok az görülen bir kanser türüdür. Tüm kadın genital kanserlerinin %0.3 ünü oluşturu. Tubal kanser daha çok yumurtalık, rahim içi , mide bağırsak sistemi veya meme kanserine ikincil gelişir. Tek başına tüplerden gelişen kanserler nadirdir. Genelde 50-60 lı yaşlarda görülür. Nedenleri pek bilinmemektedir.
Bulgu ve belirtiler;
Ani, aşırı miktarda vaginal akıntı
Kasık ağrısı
Kasıkta kitle
Bu bulgular ancak hastaların %15’ inde görülür. Tubal kanserde en sık vaginal akıntı veya kanama görülür. Muayenede %60 hastada kitle tespit edilebilir. Ultrasonografide özel bir sosis görünümü tanımlanmıştır. Ancak yumurtalık kanseri gibi sinsi seyreden az ve geç bulgu veren bir hastalıktır. Tanı konduğunda hastaların %80 ‘inde kanser tüpler dışına, komşu veya uzak organlara ytayılmıştır. Klinik ve biyolojik olarak yumurtalık kanserine çok benzer. Bu yüzden benzer şekilde tanımlanır, tedavi ve takip edilir.
Rahim Ağzı Kanseri
Serviks kanseri özellikle az gelişmiş ülkelerde en çok ölüme neden olan kadın kanserlerinin başında yer almaktadır. ABD ‘de meme, kalın bağırsak, yumurtalık ve rahimiçi(endometrium) kanserinden sonra en çok görülen kanserdir. Ülkemizde ise en çok görülen kanserler arasında 7. sırayı almaktadır. Bir çok açıdan kadın cinsel organlarının en çok tartışılan kanserlerindendir;
Dökülen hücreler mikroskobik olarak incelenerek (eksfoliyatif sitoloji, pap-test,smear) kanser öncüsü hastalık düzeyinde yakalanıp tedavi edilebilir
Kanser gelişiminde HPV ( insan siğil virüsü ) etkisi çok belirgindir.Bu yüzden HPV aşıları hem korunma hem de kanser tedavisinde umut vermektedir
HPV’ nin cinsel yolla bulaşan bir özelliği olması serviks kanserinin de önlenmesinde cinsel davranışların düzenlenmesi , tek eşlilik ve prezervatif kullanımı gibi bir takım sosyo- kültürel önlemleri öne çıkarmaktadır.
Son 40 yılda pap-test taramaları sayesinde gelişmiş ülkelerde rahim ağzı kanserinden ölümler % 90 oranında azalmıştır.
Rahim ağzı kanserinin ortalama görülme yaşı 52’ dir. Araştırmalar kanserden 10-15 yıl önce kanser öncüsü hastalıkların sık görüldüğünü göstermektedir. Rahim ağzı kanserinin en önemli nedenlerinden biri olan HPV enfeksiyonları ve siğiller ise daha genç (30 yaş civarında) kadınlarda görülmektedir.
BELİRTİLER:
Tüm kanserlerde olduğu gibi belirtiler ortaya çıktıktan sonra, genellikle hastalık basit tedavilerle düzelme sınırlarını aşmıştır. Genellikle kanser oluşmadan yıllar öncesinde bazı öncül hastalık aşamasında yakalanıp kolayca tedavi edilebilen rahim ağzı (serviks) kanserinde , belirtisiz olan bu dönemin tespiti daha önemlidir.
En klasik belirti tüm kadın cinsel organ kanserlerinde olduğu gibi vajinal kanamadır. Cinsel ilişkiden sonra ortaya çıkan kanamaların rahim ağzı kanserinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı gösterilmelidir.
Diğer önemli belirti klasik olarak et suyu şeklinde akıntıdır. Ancak kanlı bir akıntı olmasa da her türlü uzun süreli akıntı rahim ağzı, rahim , tüp ve vajina kanseri açısından araştırılmalıdır.
NEDEN OLABİLECEK veya RİSK FAKTÖRLERİ:
Başlıca risk faktörü HPV’dir. HPV insanda değişik dokularda yerleşerek genellikle örtücü zarlar ve deride siğillere neden olur. Rahim ağzı kanseri olan hemen tüm hastalarda özel laboratuar yöntemleri ile HPV DNA’sı gösterilebilirken, HPV DNA’sı taşıyan veya siğil geçiren hastaların ancak küçük bir kısmında kanser görülmektedir. HPV 100 kadar farklı DNA tipine ayrılır ve bunlardan DNA tip 16-18 en çok kansere yol açan tiplerdir. Deride görülen diğer siğillerde genellikle HPV DNA tip 1-5 sorumlu olup bu tiplerin kansere yol açması zayıf bir olasılıktır.
Sigara kullanımı,yerel olarak bağışıklık sistemini zayıflatması nedeniyle rahim ağzı kanserlerine neden olabilen bir risk faktörüdür. Bunun tek başına direkt bir etki olmayıp, HPV ‘ye direncin azalması sonucu kanser geliştiğini öne sürenler vardır.
Son zamanlarda diğer bazı cinsel yolla bulaşan hastalıkların kanser gelişimini kolaylaştırıcı rol oynadığını bildiren araştırma sonuçları artmaktadır. Kısaca;
Cinsel ilişkiye erken başlama
HPV enfeksiyonları ve genital siğiller
Sigara
Çok eşlilik
başlıca risk faktörleri olarak özetlenebilir.